top of page

Halil İbrahim Bereketi...

  • Yazarın fotoğrafı: Cihan PEHLEVAN
    Cihan PEHLEVAN
  • 10 Şub 2021
  • 1 dakikada okunur

Vaktiyle birbirini çok seven iki kardeş varmış. Büyüğü Halil, küçüğü ise İbrahim... Halil, evli çocuklu, İbrahim ise bekârmış. Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin… Ne mahsul çıkarsa, iki pay ederler, bununla geçinip giderlermiş…

Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı ve ikiye ayırmışlar. İş kalmış taşımaya. Halil, bir teklif yapmış : İbrahim kardeşim; Ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle. Peki, abi demiş İbrahim… Ve Halil gitmiş çuval getirmeye…

O gidince, düşünmüş İbrahim: "Abim evli, çocuklu. Daha çok buğday lazım onun evine" demiş ve kendi payından bir miktar atmış onunkine… Az sonra Halil çıkagelmiş: "Haydi İbrahim, önce sen doldur da taşı ambara." Peki abi deyip İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşmüş yola. O gidince, Halil düşünmüş bu defa ve demiş ki kendi kendine "Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var. Ama kardeşim bekâr. O daha çalışıp, para biriktirecek. Ev kurup evlenecek."

Böyle düşünerek, kendi payından atar onunkine birkaç kürek...

Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü kendi payından atar onunkine ve bu böyle sürüp gider. Ama birbirlerinden habersizdirler.

Nihayet akşam olur, karanlık basar. Görürler ki, bitmiyor buğdaylar, hatta azalmıyor bile. Hak teala bu hali çok beğenir. Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir ki, günlerce taşır iki kardeş, bitiremezler. Şaşarlar bu işe… Aksine çoğalır buğdayları, dolar taşar ambarları.

Her evde kullanılır, Allah Halil İbrahim Bereketi versin lafı, fakat altında yatan bu hikayeyi bir çoğumuz bilmez.

Bugünlerde millet olarak çok eksiğiz bu "Bereket" 'ten...


Kul hakkı yiyerek, çalarak, hırsızlık yaparak, hakkımız olmayan malı gasp ederek bir şeye sahip olacağımızı sanmakla sadece o günü kurtarıp hep yanılırız.


Halbuki verdikçe verdiğimizden daha çoğunun geri döneceği, iyiliğin güzelliğin her zaman kazanacağı asla unutulmamalıdır….!!

Comments


bottom of page