AĞACI YANLIŞ EĞİYORUZ
- Cihan PEHLEVAN
- 24 Eyl 2019
- 2 dakikada okunur
Atalarımız “Ağaç Yaşken Eğilir” derken yanlış dememişler…. Bu topraklara Çanakkale’ den giremeyenler çanak antenle evlerimize girdi. Hepimizi daha hiçbir şeyin farkına varamadan eğilip büküldük. Sadece hayatı hazır yaşamaya, sadece önümüze geleni kullanmaya ve tüketmeye, deyim yerindeyse üzümünü hep yiyip bağını sormamaya alıştırıldık. Alışkanlıklarımız aksadığında ise tahammülsüzlük, her dakika acelecilik, iki yakamızın bir araya gelememesi ve hatta kardeşin kardeşe attığı kazık bile bundan..
Türk toplumlarında aile en önemli planda yer alırken artık yavaş yavaş bu olgudan uzaklaştırılmış bir toplum haline döndük. Tabi ki hepimizin annesine, babasına evlatlarına vs. sevgi ve saygısı sonsuz ama çoğu zaman bunları görmezden gelir hale geldik.
Bilinçsiz büyüyen bir toplum olduk. Yaşantılar, yaşayışlar, amaçlar hep birer özenti halini aldı ve almaya da devam ediyor. Düşünen bir toplumdan ziyade sadece sağdan soldan duyduğu bir kaç görüş veya örnekle hiç bir şeye net bir bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya ve hatta bunu da hunharca savunmaya başlar hale gedik. Öğrenmeyi değil ezberlemeyi hayat tarzı haline getirdik. Ne tarihimizi doğru dürüst öğrenebildik ne Türklüğümüzü. Belki bize bunu büyüklerimiz doğru bir şekilde aktaramadı ama bizde bunun doğrusunu anlamak için hiç bir çaba sarf etmedik vede etmiyoruz. Tahtta bulunduğu süre boyunca sadece 2 yılını sarayda geçirmiş Kanuni Sultan Süleyman’ ı kitaplardan değil, sadece entrika, ihanet ve zulümlerin gösterildiği televizyon dizisinden, yanlış şekilde öğrenilmesine sadece seyirci kalıyoruz.

Bir toplumu bozmak, onu ortadan kaldırmak artık topla tüfekle olacak iş değildi ki bunu da düşmanlarımız yüz yıllar evvel anlamış ve planlarını buna göre yaparak, Türklüğümüzü ötekileştirmeye başlamışlar ve başarılıda olmuşlar ki bunun en yakın örneğini 15 Temmuz’da gördük. Bu ülkenin evlatları bu ülkenin insanını hunharca katletti… Peki neydi bu plan nasıl işledi kusa bir bukle….
Yahudiler 1897 ‘de İsviçre’nin Basel şehrinde daha sonra adı Theodore Herltz olacak salonda toplanıp bir karar aldılar. Theodore Herltz II. Abdülhamit’e gelip Osmanlının tüm dış borçlarını ödemek karşılığında Filistin’den toprak parçası istedi. Abdülhamit Han’dan “Kanla alınan topraklar ancak kanla verilir” cevabını aldıktan sonra tekrar Basel’e dönüp yeni kararlar alarak 100 yıllık plan yaptılar. Peki Neydi Plan ve Nasıl işleyecekti.
İlk 25 yılda İsrail devletinin kurulmasındaki engel olarak gördükleri Abdülhamit Han’ı tahttan indirdiler ve Osmanlıyı yıktılar.İkinci 25 yılda ise Çanakkale’ye gönderdikleri 40 kişilik katır birliğinin karşılığı olarak İngiltere ve diğer büyük devletlerden İsrail devletinin kurulmasına destek aldılar.100 yılın sonunda ise büyük İsrail’in dünya hakimiyetinin önündeki engel olan İslam ortadan kaldırılacaktı. Batı ve Siyonistler dünyayı ve İslam alemini uzun ve kısa vadeli planlarıyla kuşattılar.
Osmanlı’dan sonra onların karşısına durabilecek ve planlarını bozacak kimse çıkmadı, çıksa dahi bu hareket ve düşünceler onlar tarafından bertaraf edildi. Onlar devlet veya İslami hareketleri çeşitli yöntemlerle işlevsiz hale getirmeyi iyi şekilde başardılar. Bu bölerek, parçalayarak içeriye adam sokarak, adam satın alarak, ikbal vaat ederek, kişisel zaaflardan faydalanılarak gerçekleşir ki bu liste uzar gider.. Ve günümüzde baktığımızda hepsi adım adım gerçekleştirilmiş ve başarılmış….
Sonuç mu… 1980-2000 arasında yetişmiş, kendini yetiştirmiş, üst düzey veya çeşitli görevlere gelerek bu ülkeye hizmet etmiş veya hizmet ediyormuş izlenimi vermiş bir neslin yok olması… Dahası birbirimize olan güvenimizin ve inancımızın yok olup gitmesi… Daha ne olsun…
Düşmanı kendi silahıyla vurmak tabiri vardır ya aslında bunu gerçekleştirdiler… Önce bizim gibi oldular; dürüst, birbirlerine saygılı, sahip çıkan, adaletli… sonra bizi eski hallerine çevirdiler. Burada Mehmet Akif’ e kulak versek ne demek istediğimi daha iyi anlamış olacaksınız.
Ne diyordu Akif ”İşleri var dinimiz gibi, dinleri var işimiz gibi…” dediğini…
İşte ben tüm bunları otuzumdan sonra öğrenmenin pişmanlıklarını her anımda yaşıyorum.
12.01.2016 / Samsun
Comments